Dağ ve Yayla Faaliyetleri

Cumhuriyet 100 Yaşında ! – Hasan Dağı Zirve

 

Atamız, babamız, başkumandan ve başöğretmen, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal’in Türk ulusuna, büyük bedeller ödeyerek aklın, bilimin, iradenin ışığında kurduğu ve arman ettiği en büyük eseri Cumhuriyetimiz, 100 yaşında !

Bu onurlu, gururlu ve kutsal günü, hakkaniyeti ile kutlamak gerekir elbet. Ultima’dan yetkili arkadaşlarımız ulumuzun bu kutlu bayramını Hasan dağı zirvesinde kutlamak üzere bir faaliyet planlandı. Derhal dahil olduğum gibi İstanbul’dan kardeşim Hakan’ı ve daha önce Barla dağı zirvesine beraber yürüdüğüm Sibel’i davet ettim. Aladağlar ve Ağrı’da beraber zirvelerin çıktığım, aynı zamanda iş arkadaşım Tunahan’da, Ağrı zirve faaliyetinde tanıştığımız Serdar’ı davet etmesiyle kayıtlarımızı tamamladık.

Ekipman hazırlıkları tamamlandı.

Adlarını saydığım arkadaşlarımla birlikte Ultima olarak toplam 30 kişi, hepimizi alabilecek bir otobüse binişip, gece vakti Aksara’ya doğru yola çıktık.

 

Tuz gölü bölgesinde verilen ihtiyaç ve fotoğraf molasının ardından zirve faaliyeti sırasında ihtiyaç olabilecekler için alış veriş yapıldı. Kalan kısa mesafe yeniden yola çıktıktan sonra saat 10:00 gibi konaklama ve kamp atacağımız noktaya ulaştık. Kendime hatırat olarak yazdığım bu yazının rehber olabilmesi adına şunları da paylaşmakta fayda var;

Çadır atılan alan olabildiğince düz ve düzgün. Ayrıca ücretsiz. Su kaynağı yok. Alanın hemen yanında Tuncer abi ve ailesinin işlettiği Karbeyaz otel var. Konaklama ücreti 2 ve 3 kişilik odalarda 350 lira gibi bir rakam (29 Ekim 2023). Zirve faaliyeti sonrası duş alabilme imkanı sebebiyle Hakan’la birlikte otelde kalmaya karar verdik. Oda’dan beklentiyi hayli düşük tutmak gerektiğini söylemeliyim. Tabi hijyen konusunda bir eksiğin olmadığını belirtmek gerek.

Konaklama bölgesine ulaştıktan sonra bütün ekip otel’in mutfağında kahvaltı yaptık. Öncesinde bu anlaşma yapılmıştı. Kahvaltının çeşitliliği ve lezzeti gerçekten harikuladeydi. 9-10 çeşit sıcak ve soğuk yiyeceklerden oluşan kahvaltıya 150 TL gibi cüzi bir miktar ödedik. Cüzi diyorum, çünkü Sakarya’da böyle bir kahvaltıyı 300’den aşağı yeme şansınız yok.

Otel’e kalabalık bir ekip gittik. 29 Ekim dolasıyla bizden başka çok insan vardı. Buna rağmen her şeye ellerinden geldiği kadar, iletişimlerini hiç bozmadan yetişmeye çalıştılar. Aksaklıklar oldu tabi. Fakat gerçekten iyi işletilen bir mekan. Konaklama yapmasanız bile yeme, içme ihtiyaçları burada karşılanabilir.

Çadır bölgesi, zemin durumu, Fatih ve manzarası.

Otel mutfağının çatısından otel ve manzarası.

Diğer faaliyetlerde olduğu gibi burada da liderimiz ve rehberimiz Hüseyin abiydi. Kahvaltı sefasının ardından tüm ekibe faaliyet planı hakkında bilgi verdi. Akşama daha çok vakit olduğunda herkese 300-400 metre kadar yükseleceği bir yürüyüş tavsiye etti ve serbest zaman ilan etti. Küçük bir ekip bu tavsiyeye uyup yürüyüş yaptık.

Otel’in bulunduğu konumun irtifası yaklaşık 1900 metre. 320 metrelik kazanım yeter. Dönüp manzaraya nazır keyif yapmalı.

Hoş bir akşam yemeğinin ardından odaya çekilip hazırlıkları tamamladık Hakan’la. Kısa süreli uyku sonrası 3:00’da başlayacak faaliyet için vakitlice uyanıp hazırlandık.

 

Faaliyete başlarken bir tsirt, üstüne polar, üstüne teknik ceket giydim. Hava sıcaklığı bu kombin ile üşümeyeceğim kadar güzeldi. Sıcaklığının düşmesi ihtimalinde kalın polar çanta da mevcut. 29 Ekim şanına layık bir yürüyüş olması için müstesna gezegenimizin uydusu tüm ihtişamı ile yolumuzu aydınlattı. Fotoğraf küçük oranda yanıltıcı olsa da, ışık konusunda kafa lambasına ihtiyaç olmayacak kadar aydınlıktı ortalık.

 

Fotoğrafın sol alt bölgesinde görülen 4 çeker amatör tırmanışçılar Cumhuriyet’in 100. yaşını kutlamak için zirveye kadar geldiler. Ekip kurallarına uymayı ret eden iki kafadar rota boyunca üstümüze taş düşürdüler.

3,5 saat kadar karanlıkta ve hafif eğimde devam eden yürüyüşün ardından Damla Kaya rotasına girdik. Eğim hayli arttığı gibi zemin yapısı toprak çakıl karışımından çarşak, kayalık yapıya döndü. Buradan sonra bastığın yerin kayması ve taş düşme riski hayli artıyor. Ekipte 3-4 kişi dışında kask kullanan olmadı. Fakat bu rotada mutlaka kask kullanmalı.

 

Örnek dağcı ! Turuncu baş örtüsü ve Simond kaskıyla Hasan Dağında göz doldurdu.

Köroğlu fatihi Melek, tırmanış hayatına verdiği uzun aradan sonra yeniden dağlarda. Sanırım son oldu.

 

Aladağlar, Ağrı dağı ve Hasan dağı. Birlikte hatırı sayılır tırmanışlar yaptık Tunahan ile. Dağcılığın tekniği ve kültürü hakkında çok şey öğreniyorum ondan. Daha önce yazdığım gibi iş hayatlarımızda aynı projede görev alıyoruz. Oldukça müstesna bir uğraşı var. İşi gücü rast gitsin.

Yaklaşık 3100 metre irtifaya ulaştığımızda işin zor kısmını bitirdik ve ekibin toplanması için bir mola verildi. Bulunduğumuz vadinin izin verdiği kadarıyla gördüğümüz Bolkar dağlarına nazır çaylarımızı içip biraz nabız düşürdük. Ardından sevgili İslam’ın ”Bir Gamyoncunun Anıları” adlı eserinden hikayeler dinledik.

 

Küçük Hasan Dağı Zirve

Milattan Önce 7000’li yıllarda son patlamasını yaptığı hesaplanan Hasan dağında lav püsküren kısım burası. 2020 yılında buharlaşma ve gaz çıkışları tespit edilmiş. Hatta bir kaç dağcı buna tanık olup video kayıt almışlar.

Uzaklarda Bolkar Dağları

Muhsin’im zirvede.

Büyük keyif ve azimle başladığımız tırmanışı 9:45 sularında zirve de, bayraklarla ve 100. yıl afişleriyle kutladık.

Sol baştan sırayla, Berkcan, Serdar, Özlem, Tunahan, Yörük, Hakan ve Sibel.

Fatih ağabeyimizle de zirve anısı …

Zirve de çekilen yüzlerce fotoğrafın ardından (Evet, gerçekten yüzlerce çekildi.) kısa yemek molası yapıldı. Daha önce ki dağ faaliyetlerinden edindiğim tecrübenin getirisiyle, bu faaliyette yanıma sadece meyve ve kuruyemiş almak niyetindeydim. Her dağ operasyonunda yiyecek alışverişi için markete girdiğimde, ihtiyacı abartıp fazlasıyla alıyorum. Sonrasında tüketilmiyor ve ya çöpe gidiyor yada bozuluyor. Faaliyetlere gelen arkadaşlarda benden farklı olmadığından herkeste fazladan yiyecek bulunuyor.

 

Bu planım İslam (organizasyon sorumlusu) tarafından zinhar ret edildi. Zirve de tüketilmek üzere mutlaka bir ekmek arası hazırlamam gerektiğini söyledi. İslam daha önce Hasan zirve yapmıştı. Bu sebeple önerisini diledim ve 3-5 parça bir şey alalım diye girdiğimiz marketten tonla malzeme alıp çıkmışlık. Elimde görünen göktaşı büyüklüğündeki sandviç buzdağının görünen kısmı.

 

Sol yanda Bolkar, sağ yanda Aladağlar.

Hasan dağı zirvesi gerçekten seyir hazzı yüksek, saatlerce vakit geçirilebilecek bir yer. Kendi görüşümdür, 5317 metrelik Ağrı dağı zirvesinde bu seyir zevki yoktu açıkçası. Daha önceki dağ faaliyetlerinde  olduğu gibi bir kez daha gerine gerine vakit geçiremeden inişe geçtik.

Zirveye son bakış…

Hasan dağı zirvesi 3268 metre irtifaya sahip. Zirveden bir miktar aşağıya indikten sonra çektiğim irtifa verisi.

Damla Kaya rotasından çıktığımız zirveden, klasik rotayı kullanarak inmek planlanmıştı. Küçük Hasan zirvesine uğrayıp klasik rotaya girip inişe devam edildi. Bu rota üzerinde de Damla Kaya kadar güzeldi manzara. Telefonu çıkartıp ateş etmeye devam ettim.

İşte geliyor… Yiğit Altar’ın oğlu…

Hasan dağına tırmanırken iyi bir çocuk olursanız, bulutların arasından beliren Erciyes zirveyi görebilirsiniz.

Küçük Hasan Dağı Zirvesi – 3050 metre

Küçük Hasan’dan Hasan Zirve.

Klasik rotanın hatırı sayılır bir kısmında fotoğrafta görülen çakıl kum dan oluşan zeminden oluşuyor. Ökçe ile basıp koşturması oldukça keyifli.

Bu fotoğrafı yazıya eklerken kullandığım malzemelerden biraz bahsetmek geldi aklıma.

Ayakkabı;

Asolo Corax, Ayakkabıyı alalı belki 2 sene oldu fakat hiç kullanmadan uzun süre bekledi evde. Hasan dağında ikinci kez giydim. İlki Ağrı zirve günüydü. -15’e düşen sıcaklıkta ayağımda Decathlon hike900 model çorapla herhangi bir üşüme yaşamadım. Yerde olup biten hakkında bir fikrim yoktu. Konforlu ve kaya üzerinde yapılan yürüyüşlerde bir kayma yaşamadım. İnişe geçmemizden kısa süre sonra ayağımın tarak kısmı acımaya başladı. Sol ayağım daha uzun, sağ ayağım daha geniş gibi asimetrik durumlar var. Ağrı’da ve Hasan dağındaki tecrübelerimin sonuçları ortak. Çıkışlarda enfes. Fakat inişlerde benim gibi taraklı ayaklara sahipseniz canınız yanacaktır. Kullanım sürem uzadıkça bu durum değişecek mi göreceğiz.

Pantolon;

Decathlon’un yaz mevsimi etkinlikleri için ürettiği giriş seviyesi bir model. Oldukça esnek ve nefes alabilir. Pantolon ile beraber gelen kemer ince kesite sahip olduğundan iyi bir sarım yapmıyor ve biraz fazla sıkarsanız canınızı yakıyor. Satın alım yapılırken tam bedene uygun olanı tercih edilmeli kanaatindeyim.

Baton;

Yine Decathlon’dan aldığım hız ayarlanabilir MT500 modeli. 2 metre boyundaki insanlara hitap edebilir. Hasan dağı gibi kayalık zemine sahip tırmanışlarda dikkat etmeli. Hafif olması adına biraz ince tutulmuş ve kaya boşluklarına sıkışması durumunda çabuk bükülebilir gibi. Eklemlerinde boşluk neredeyse hiç yok ve mandalı çok iyi çalışıyor. Memnun kaldım.

Tsirt;

Lcw’den aldığım uzun kollu pamuklu bir tisrt. Bu sebeple bahsedecek bir özelliği yok.

 

Çanta;

Tırmanışlarda en sevdiğim ekipman. Decathlon 45+10L  Mt500 AIR. Renk ve hacimden ötürü kadın model olarak satılıyor. Yaklaşık 2 yıldır tüm dağ ve yayla faaliyetlerimde kullanıyorum. Sırtın hava alması için tasarlanmış fileli destek işini laiki ile yerine getiriyor. Kafes sistemi yeterince güçlü. Askıları boyunuza göre ayarladığınızda tam uyum sağlıyor. Bel desteği sayesinde yük tüm vücudunuza dağıtılıyor ve omuzlarda en ufak bir rahatsızlık hissedilmiyor. Kendisinden çok memnunum. Link’i bio’ya bırakmıyorum. İnceleme yazısı olarak ekleyeceğim. Bu arada Deacthlon’da aynı modelin daha yüksek hacimli modelleri  var.

 

 

Sabah 3 gibi başladığımız faaliyeti 14:30 gibi tamamladık. Cumhuriyet tarihinde öğrendiklerimle, bugün yaşadığım heyecanı, ya bisiklet tepesinde anlamlı bir tur ile yada keyifli bir dağ faaliyetinde yaşamak, taçlandırmak isterdim. Dostlarımla birlikte dağ da olmak kısmet oldu. Son derece mesudum.

Güzel bir duş ve ardından kısa süreli dinlemeden sonra Sakarya’ya dönmek üzere 17:00 gibi yola koyulduk. Sağ salim her kes evine ulaştı.

Damla Kaya rotasından çıkıp klasik rotadan iniş yaptığımız Hasan Dağı için zorluk derecesini puanlayacak olursam 10 üzerinden en fazla 5 verebilirim. Hiç teknik tırmanış yapmamış, son derece amatör bir dağcı olarak Hasan Dağı tırmanışının kolay, ancak biraz risk taşıdığını (taş düşmesi) söyleyebilirim.

Ulu liderimizin, asker arkadaşlarının, Hasan Tahsin’in, Kara Fatma’nın, tüm varlığı ile mücadele veren Türk halkının biz torunlarına arman ettiği ve kıymetini idrak edemediğimiz Cumhuriyetimizin 100. yaşı bir kez daha kutlu olsun.

 

Benim naciz vicudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. 

Gazi Mustafa Kemal

Trakya’da yaşayan çiftçi ağabeyimizin traktörü  ve pulluğu ile tarlasına yazdığı kutlama yazısının gök yüzünden alınmış görüntüsü.

 

Rota hakkında bilgi edinmek için Strava kaydı;

2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir