Dağ ve Yayla Faaliyetleri

İlk Zirve – Bolu Köroğlu Dağları

a

Aralık 2021 – Köroğlu Dağları / Bolu

Hayli uzun bir aradan sonrada yeniden sayfanın yönetici paneline giriş yaptım. Bir süre önce websitesi’nin barındığı hosting hesabıma virüsler sıvışmış ve google tarafından siteye erişim engellenmişti. Yıllardır patinaj çektiğim bu blog işlerinde, kıymetli dostum İbrahim desteğini hiç esirgememiştir. Bu sıkıntılı durumu da İbrahim halletti. Fakat sunucuda bulunan her şeyi silmek zorunda kaldık. Site ile ilgilenmediğim zaman diliminde, yazılara dökülecek pek çok konu birikti. Bunlardan biri olan Köroğlu Dağı kış faaliyeti (Aralık 2021) ile yeniden başlayalım.

2021 Ekim ayında, çalıştığım şirketin düzenlediği bir doğa yürüyüşü faaliyetinde Ultima Doğa Sporları Kulübü ile tanıştım. Bu tanışmanın ardından her hafta sonu Pazar günlerimi, kulübün düzenlediği yayla yürüyüşlerine ayırmaya başladım. 8, 10 kadar faaliyete katıldıktan sonra Köroğlu faaliyetinin haberini aldım yürüyüşlerde tanıştığım arkadaşlardan. Güzel olabilirdi, yazdırdım ismimi. Aralık ayında ve Bolu dağlarında gerçekleşecek bir faaliyete adımı yazdırmış olsam da faaliyetin gereklilikleri hakkında hiç bir fikrim yoktu, sorma zahmetine de girmedim.

Arganizasyon  vakti geldiğinde 40 kişi bir otobüse doluşup Bolu’nun yolunu tuttuk. Şehir merkezinde gerekli alışverişi yaptıktan sonra Kıbrıscık ilçesinde bulunan ve belediyenin işlettiği Köroğlu Dağ Evleri’ne devam edildi.

Köroğlu dağ Evleri  / Kıbrıscık, Bolu

Akşam saatlerinde Kıbrısçık’a ulaşıldı ve herkes kendine ayrılan evlerde dinlenmeye çekildi. 2 yatak ve 1 kanepenin bulunduğu, maksimum 3 kişinin kalabileceği evlerden birinde ekipten bir arkadaşımla konakladık. Ev 2 katlı ve üst katta sadece yatakların bulunduğu bir oda var. Fındık sobası ile ısıtılıyor. Üst kısımdaki hazne fındık kabuğu ile doldurulduktan sonra soba yakılıyor ve kabuklar yanıp kül oldukça üst hazneden kabuklara yanma odasına akıyor.

 

Bir kaç saatlik dinlenmenin ardından işletmenin toplantı salonunda bir araya gelindi ve faaliyet programı paylaşıldı. Ben hala nasıl bir organizasyona başladığımın farkına varamamıştım. 2500 metre irtifaya sahip bir zirveye tırmanılacak kış faaliyetine ayakkabısız, eldivensiz, batonsuz, pantolonsuz geldim. İş işten geçti, bu saatten sonra nasıl bir faaliyete başlayacağımı fark etmiş olsaydım, belki vaz geçebilirdim. Toplantının ardından eve döndüm ve gece 3’te uyanıp 4’te yola çıkmak üzere uykuya geçtim.

Planlandığı gibi sabah saat 4’te, römorkundaki kumun dökülmesi unutulan traktöre atlayıp dağa yaklaşmak üzere yola düştük. Yol tamamen karla kaplıydı (yaklaşık 20cm), fakat traktörün istediğimiz noktaya bizi bırakmasına engel olmadı.

1,5 saat süren, totoların donduğu traktör yolculuğunun sona ermesiyle malzemelerimi sırtlanıp 5:30 gibi yürüyüşe başladık. İlk mola noktasına ulaşıncaya kadar oldukça sakin bir hava vardı. Üstüme giydiğim kıyafetler kalın olsa da, nefes alabilir olmadığından beni hayli terletti. Dakika 1, ilk golü yedim.

İlk mola verildi. Buradan sonra yüksek eğilimli tırmanış başlıyor. Böyle bir faaliyette en gerekli ekipmanlardan olan kafa lambası da  yanımda yok.

   

Moladan sonra hareket edeli 1 saat kadar olmuştu ki, yükselişin etkisiyle sert rüzgara maruz kalmaya başladık. Hatta uzun süre tokat yedik. Rüzgar geçirmez, nefes almaz kıyafetim sayesinde üşümedim, aksine biraz biraz terledim, ki bu üşümekten daha tehlikeli bir durum. Hafızamı şöyle bir yokluyorum … Daha önce böylesine bir atmosferi tatmamıştım. O an, orada olmak tarifsiz bir haz, keyifti benim için. Esen rüzgarla birlikte dondurucu seviyelere düşen hava sıcaklığına rağmen, yol boyunca gözüme hoş gelen, yeniden hatırlamak istediğim her anı kayıt ettim.

Bol rüzgarın eşliğinde tırmanışa devam ederken katılımcılardan bir ablamız ufak çaplı baygınlık geçirdi. Ekip liderlerinden Sinan, en önden arkaya uçar adım gelip ilk müdahaleyi yaparak, bilincinin yerine gelmesini sağladı. Rahatsızlanan ablamız toparlandıktan sonra yola devam ettik ki fazla geçmeden aynı durum tekrar yaşandı. Bu durumda devam edemeyeceğine karar verildi ve kendisini 3 hayır ve Çetin abi ile birlikte aşağıda traktörün bizi bıraktığı yere uğurladık. Bu tırmanışa katılanlardan biri yürüyüşe başladığımız noktaya kendi aracıyla geldi. Çetin abiyi ve rahatsızlanan ablamız biz dönene kadar aracın içinde biz dönene dek beklediler.

   

Yer yer 1 metreyi bulan karın üzerinde bata çıka ilerlerken, milletin karnı acıktı ve kahvaltı molası verildi. Ben de objektiflere bu cesur pozları veriyordum o sıra !

Katıldığım tüm faaliyetlerde canımı sıkan yegane şey, sırt çantamın bir şekilde kıyafetlerimi asılması ve belimin açılması. Belimi yeterince koruyamadığımda bütün vücut korumasız kalmış hissiyatı yaşıyorum. Yaptığım faaliyetten aldığım haz düşüyor. Bu nedenle özellikle kış faaliyetlerinde kullanabileceğim bir tulum (salopet) alacağım.

 

Geldiğimiz noktaya kadar sis bulutları peşimizi asla bırakmadı. Zirveye ulaştığımızda bu durumun son bulmasını temenni ederek yanımdaki yiyecekleri tüketmeye başladım.

İşte geliyor özel harekat !

Ultima ile yaptığım faaliyetlerde tanıştığım en güler yüzlü, enerji dolu, azimli insan Melek. Dönüş yolunda ayağının kayması ile kaplumbağa gibi sırt çantasının üstüne düşmesini ve bir türlü kendini toparlayamamasını hiç unutmuyorum.

Başlangıçtan zirveye kadar geçen süreçte hava sıcaklığı -20 derecelere kadar düştü. Bu süre zarfında telefonumu sık sık çıkartıp fotoğraf ve video çektim. Ürünleri yukarıda  ve aşağıda görüyoruz. Bu düşük sıcaklığa hayli süre maruz kalan telefonum (iphone 11) en ufak bir donma, kasma, cevap vermeme gibi durumlar yaşamadı. Ağustos 2023 tarihinde yaptığım Ağrı dağı faaliyetinde (kısa süre sonra blogta yerini alacak) pek muhterem GoPro 10 hazretleri -15 dereceye dayanamadı ve kapandı. Aşağıya inene kadar hiç bir şekilde bir daha açılmadı.

 

Ayakkabısı, pantolonu, eldiveni olmayan adamın bu ortama uygun gözlüğü de olmaz elbet. Beyaz görüntüye bu kadar uzun süre maruz kalmak gerçekten gözlerimi ve zihnimi çok yordu. Bu tarz kış faaliyetlerinde uygun bir gözlük şartoğluşart.

 


its evritink okey !

   

Zirveye doğru son çıkış. Bu noktadaki eğim beni hayli korkuttu. Öyle ki ne yukarıya ne aşağıya bakınca korkudan başım dönüyordu. Önümdeki arkadaşın ayaklarına odaklanıp yükselişe devam ettim. Geriye dönerken burayı nasıl düşüneceğiz düşüncesi peşimi bırakmadı uzun süre.

Zirvenin 20 metre altında bulunan, biraz dinlenip bir şeyler yiyip içebileceğimiz alana 5 saatlik bir yürüyüşün ardından 10:30’da ulaştık.

15 günlük buzağı neşesiyle yuvarlanıyorum.

Ve zurnanın zırt edeceği an geldi. Zirve bayrağının bulunduğu noktaya ulaşmak için fotoğrafta görülen kayalardan destek alarak küçük bir tırmanış yapmak gerekiyor. Eee ! Benim eldiven yok ! Melek’in ardından ufak ufak yaklaştım kayalara ve ilk hamlemi yaptım. Ellerimdeki hissiyatımı kaybetmem sanırım 20 saniye sürdü. Bileklerimden ötesi sanki hiç yokmuşçasına hissetmiyordum. Durumumu haber alan ekip liderlerimizden Hüseyin abi kendi eldivenlerini bana verdi. Kısa süre eldivenlerin içinde ısınan ellerimi hafif hissetmeye başlayınca hareket ettirip hissiyatımın tam olarak geri dönmesini sağladım. Ardından tırmanışa devam edip zirve bayrağını yanında ulaştım.

a

Sislerin görmemize çok kısa müsaade ettiği manzaranın tadını çıkardık ve yaptığımız faaliyeti zirve ile taçlandırmanın hazzını yaşamaya çalıştık.

Aralık 2021 – Köroğlu Dağları Zirvesi 2400 Metre

 

Zirve fotoğrafı çekildi, manzara kısmen izlendi, zirve başarısı sarılmak suretiyle kutlandı ve ardından inişe geçildi. Az önce çıktığımız kayalık bölgeden yapılacak iniş bana yine yüksek stres yaşattı zirvede geçirdiğimiz vakit boyunca. Çıktığımız gibi yine kayalar tutunmamız gerekecek ve kayalar tamamen buz.

Hüseyin abinin desteği ile kayalıkları sorunsuz ve rahatça indik. Az önce bir şeyler atıştırdığımız düzlükteki malzemeleri toparlayıp dönüşe geçtik.

Tırmanış esnasında zirve öncesi beni tedirgin eden ”burayı nasıl ineceğim” dediğim noktaya tekrar geldiğimizde aynı korkuyu yaşamadım. Baktım ki herkes kayarak iniyor. Totomun üstüne oturup kendimi saldım aşağı.

 

 

Ters dönmüş kaplumbağa misali düşüp çırpınmasından 5 dakika önce !

Sabah 5:30’da başladığımız faaliyeti, aynı noktada 13:00 itibari ile tamamladık. Yaklaşık 10km’lik bir yürüyüş yapıldı. Tüm katılımcıların bitiş noktasına ulaşmasının ardından römorka doluştuk. Traktör sahibi abi römorktaki kumu yine dökmemiş. Geldiğimiz düzen ile römorka yerleşip dağ evinin yolunu tuttuk.

Traktör lastiğinden fırlayan çamurun tadına bakmadan 5 dakika önce Melek yolun keyfini çıkarıyor.

Görülen son iki fotoğraf, ikinci kez katıldığım faaliyetten Mart 2022 tarihinde çekildi. İlk faaliyette zaman hayli dar olduğundan dağ evlerinde keyifle zaman geçirmek mümkün olmamıştı. İkinci faaliyete ise sadece dağ evlerinde yan gelip yatmak için katıldım. Zirve günü sabah uyandığımda hava günlük gülistanlıktı. Fakat yan görselde göründüğü üzere şehir merkezinde bile sıcaklık -17’ye kadar düştü. Zirve için gece yola çıkan arkadaşlar kar yüksekliğinden ötürü ilerleyememişler, vaz geçip geri dönmüşler. Bu güzel hava da onlarla birlikte zirve yolunda olmayışım içimin bir köşesini kemirmekteydi. Zirve yapılamamış olmasına arkadaşlarım adına üzülsem de, içimi kemiren güzel havada zirvede olma fikri bir son bulmuştu.

 

Toparlayacak olursam Köroğlu dağları zirve faaliyeti katıldığım ilk dağ, aynı zamanda ilk kış faaliyetiydi. Onca eksiğime rağmen son derece haz aldığım ve vücuduma zarar ziyan  gelmeden bitirebildiğim bir faaliyet oldu. Şehre dönüp yaşadıklarımı daha sakin zihin ile tarttığımda çıkardığım en önemli ders, katıldığım faaliyet ve coğrafya hakkında bilgi edinmek, uygun ekipmanları ne olursa olsun yanında bulundurmak oldu. Kendi yaşadığım zorluk bir kenara, ekip liderlerinden Hüseyin abi zirvede eldivensiz vakit geçirmek zorunda kaldı. Buna sebep olmak son derece tatsız bir durum. Köroğlu faaliyetinden sonraki dağlara bu farkındalıklarla katıldım ve her birinde farklı şeyler öğrenerek evime döndüm.

Ağrı dağı zirve tırmanışı faaliyet yazısında görüşmek üzere …

20.10.2023 – Sakarya

 

3 Yorum

  1. Aralık 2023’te görülebilecek en güzel havayı yaşadım zirvesinde. Hava konusunda şansım yoktur dersem Köroğlu’na haksızlık etmiş olurum. Birkaç kaplumbağa yuvarlanması yaşamış olmam da ayrı güzeldi:) 2024 bitmeden anılarını tazelemeni dilerim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir